Sahip olmak ya da olmamak
1900 Efsanesi'nin yapısal anlamda İtalya etiketli bir Amerikan filmi olduğunu söylemiştim. En İyi Teklif de böyle bir film. İtalya'da İtalyan bir yönetmen tarafından çekilmiş olsa da yapısal olarak alıştığımız Amerikan-İngiliz dokusunu taşıdığını görüyoruz. Oyunculuk faktörünü de eklemek gerekiyor elbette. Sonda söyleyeceğimi bu sefer başta söyleyeyim. Geoffrey Rush senaryoyu bambaşka diyarlara taşımış, gizemi psikolojik gerilime dönüştürmeyi başarmış. Karakterin film boyunca nasıl keskin ama nasıl bir o kadar da dengeli dönüştüğünü görmek bu filmi izlemek için başlıca sebeplerden biri.
Dünyanın önemli sanat eserlerini alıcılarla buluşturan ünlü müzayedeci ve eser uzmanı Virgil (Geoffrey Rush), yeteneksiz ressam arkadaşı Billy Whistler'la (Donald Sutherland) birlikte en pahalı eserleri ucuza kapatarak önemli bir servet sahibi olmuştur. Evinde sakladığı eserlere yenilerini katmak için yeni bir müşteriyle buluşur. Tuhaf davranışları olan genç Bayan Claire (Sylvia Hoeks), Yaşlı Virgil'in aklını başından alır. Hayatı boyunca çizdiği disiplinli imajı yerle bir eden Virgil, her şeyini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Tornatore'yle süre ve ritim konusunda genel itibariyle bir türlü barışamadım. En İyi Teklif de biraz uzun ama iyi bir film. Başka bir oyuncu başrolü alsaydı nasıl olurdu bilemiyorum, fakat sanırım yönetmen, Geoffrey Rush'ın oyunculuğunu kısaltmaya kıyamamış. En İyi Teklif, Ennio Morricone'nin tematik müzikleri, Geoffrey Rush'ın büyük aktörlüğü ve girift senaryosuyla gizem türüne iyi bir örnek. Filmin çok net bir meselesi var, o da taklit ve sahte olmak üzerine. Ana karakterimiz haksız müzayede servetini, pahalı eserlere taklit damgası vurup onlara sahip olarak edinmiş. Finalde aşık olduğu kadın da ona hayatının sahtekarlığını yapınca taşlar düşüncede yerine oturuyor. İyi bir gişe filmi sadece kafa boşaltmak zorunda değil. Giuseppe Tornatore'nin bunu ispatlayan filmler yapmaya devam etmesi ümidiyle.
Filmin Fragmanı