Son dövüş
Dünya orta siklet boks şampiyonu ünvanı bulunan Matty Burton (Paddy Considine), büyük bir para karşılığında son maçına çıkmayı kabul eder. Tek amacı yeni doğmuş olan kızı Mia (Lainie Duffy) ve eşi Emma (Jodie Whittaker) için daha huzurlu bir hayat standardı sağlamaktır. Kendisinden daha genç ve oldukça hırslı olan rakibi Andre Bryte (Anthony Welsh) ile çıktığı maçta başına aldığı bir darbe sonucu yere yığılır. Daha önce defalarca aldığı darbelerin üstüne eklenen bu son yumrukla kısa bir komaya giren Burton, komadan sonra beyin ve beden fonksiyonlarını yitirmiş bir adam olarak büyük bir sınav verir. Öfke patlamaları ve bebeğiyle olan iletişimdeki tuhaflıklar sebebiyle eşi tarafından terk edilen Burton, kendisini iyileştirmek için çabalamaya başlar.
Matty Burton, hikayenin başında karizmatik bir erkek, kibar bir eş ve aynı zamanda hırçın rakibine karşı bilge bir ağabey olarak tasvir edilirken filmin kırılma anından itibaren tüm bu özellikler aynı sırayla tersyüz ediliyor. Altı bezlenen, eşine şiddet uygulayan, öfke nöbetlerine kapılan yeni Burton, Rocky filmlerinde rastlayamayacağımız bir anti-kahraman olarak devam etmenin yollarını arıyor. Bir daha asla eskisi gibi olamayacağıyla yüzleşip beynini iyileştirmenin peşine düştüğü süre boyunca film akıcılığını yitirmiyor, ama açıkçası seyircinin tahmin sınırlarını da aşamıyor. Karakter dönüşümü için bir yazarla ortak çalışması, bu filmi epey yükseklere taşırdı sanıyorum. Çünkü unutulan ve zamanı geldiğinde bir anda etkisizce beliren vodvil karakterler var. Boksörün dünyasından hiç kopamadığımız anda diğer karakterler işlemiyor. En önemlisi devrik bir iktidar meselesi söz konusu. Tam bu noktada eş karakteri çok yüzeysel kalmış durumda. Paddy Considine, için ise işler yolunda. Karakterini ve hikayeyi kendisi yaratığı için kendi konfor alanını yaratıp başarılı bir performans sergiliyor. Gişede büyük bir hüsrana uğradığı için bir daha film çekmeyeceğini söylemiş olsa da kararını değiştirebileceği ümidiyle bekliyoruz.
Filmin fragmanı