Genç bilebilse, ihtiyar yapabilse
Jaco Van Dormael’i şöhrete kavuşturan, dolayısıyla geniş
kitlelerce sinemasını görünür kılan filme geldi sıra; Bay Hiçkimse’ye. Kafa açan
bir film olduğunu okumuştum, ilk dakikalarından itibaren buna kendim de tanık
oldum ve gözümü bile kırpmadan izleyemeye başladım. Filmin bitiş jeneriğiyle
birlikte koca bir rus romanını bir solukta okumuş, bunun gururunu yaşayan, gel
gör ki konuyu anlayamadığını düşünen adam gibi hissettim. Şimdi durum nedir?,
Hemen izah edeyim.
Aslında mesele o kadar da karmaşık değil. Yönetmenin diğer filmlerindeki başka dünya
tasavvuruna kulak kesildiyseniz aslında gayet göze görünür bir metinle baş başa
kalıyorsunuz. Jaco Van Dormael’den
hareketle film hakkında şöyle bir şey söylemek istiyorum. Mümkün haller içerisinde tüm
ihtimalleri denemeye çalışan bir film gerçekleştirme düşüncesiyle ortaya
çıkmış, biraz uzun olması ve derli toplu olmaya bir türlü meyledememesi
yüzünden hafif bir karmaşa yaşayan tatlı bir film. Umarım çok karmaşık bir
açıklama olmamıştır.
2092 yılında 120 yaşında bir adam olarak uyanan ve son
ölümlü olarak ölümü bekleyen Nemo (Jared Leto), yaşam transkriptindeki tüm olasılıkları
yaşamaya başlar. Hayatındaki üç kadınla ve üç olası aileyle ilgili olarak
yaşadıkları onu başka evrenlere sürükler. Annesiyle babasının ayrılığından başlayarak hayatındaki tüm öenmli
anları tekrar yaşayan genç adam için en samimi nasihat yine kendi
ihtiyarlığından gelecektir: ‘’Her şey hallolur, iyi yada kötü’.
Yönetmenin tüm filmlerine bakmış biri olarak sıkıntılı bir alana da değinmek istiyorum. Süreden kaynaklanan ritim bozukluğu. Bütün
filmleri oldukça etkileyici olmasına rağmen bu filmlerin başyapıt mertebesine
ulaşmasını engelleyen sıkıcı ve bölücü on, on beş dakika istisnasız her filmde
mevcut. Bay Hiçkimse özelinde şunu belirtmem lazım, izleyiciye lazım olan, karakterle
özdeşleşme ya da yabancılaşmada ortaklık hissi bu filmde özel bir çaba
gerektiriyor. Bunlara rağmen senaryonun teknik taraflarını kavrayabilecek kadar
film izlemişseniz gerisi vız gelir. Olumsuz eleştirimi de yaptığıma göre filmi
tavsiye ederek yazıyla vedalaşıyorum. İyi seyirler.
Filmin Fragmanı