Cinepopularica: 2014
2014 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2014 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Aralık 2017 Salı

La Isla Minima / Bataklık 2014


İklim değişir, Akdeniz olur



La İsla Minima / Bataklık  2014

Daha önce El Cuerpo ile ilgili yazımın girişi mahiyetinde İspanya Sineması ve korku-gerilim-polisiye türlerinin başarılı birlikteliğine değinmiştim. Bataklık bu anlamda türler arası iç içe geçişin son yıllardaki başarılı örneklerinden biri. Tür okumalarıyla birlikte çeşitliliği daha anlaşılır hale gelen yeni dönem İspanya filmlerine bakarken, seçtikleri konular ve yakın tarihle hesaplaşma üzerine bolca eser vermeleri bakımından, Güney Kore sineması üzerinden de benzerlikler kuruyorum. La Isla Minima (Bataklık), İspanya'yı yaklaşık kırk yıl boyuna yönetmiş olan General Franco döneminin hemen sonrasını kendisine dönem olarak seçmiş. Diktatörlük dönemleri sonrası bataklık kuruduğunda ortaya çıkan şeylerin pek de iç açıcı olmadığını görüyoruz. 1980'lerin hemen başındaki yeniden demokrasiye geçiş yıllarında esrarengiz cinayetlerin peşine düşen iki polis memurunun kahverengi tonlu kostüm tasarımından tutun, görüntü yönetimine ve senaryosundaki zekice ayrıntılara kadar her anlamda son dönem İspanya  filmlerinin en iyi birkaç örneğinden birini izlemeye hazır olun.

La İsla Minima / Bataklık  2014

1980 İspanya'sı. Güney İspanya'da cinayete kurban giden iki kızın ardından Juan (Javier Gutierrez) ve Pedro (Raul Arevalo) adlı iki komiser bölgeye gönderilir. Pedro, Franco döneminde de etkili görevlerde bulunmuş deneyimli ve devletin karanlık işlerinde kullandığı bir polis, Juan ise görevinde yeni, idealist ve daha kuralcıdır. İkisi de, genç kızların katilini ya da katillerini ararken kendilerini tuhaf bir dünyanın ve geçmişten gelen zincirleme suçların içinde bulacaktır. Bir yandan birbirlerine alışmayı ve birlikte çalışmayı öğrenen ikili, diğer yandan ise yeni cinayetleri önlemeye çalışacaktır. 


Franco'lu yıllar ve sonraki demokrasiye geçiş dönemi  arasındaki fark, karakterlerin olaylara yaklaşım tarzları ve geçmişlerinden getirdikleri farklılıklar üzerinden temsil ediliyor. Filmin özgün fikri burada zaten. La Isla Minima bir karakter draması. Bataklıkta gerçekleşen cinayetler, faşizm yılları sırasında iyiden iyiye yerleşmiş derebeylik kültürü, kabullenilmiş yerel otoriteler, içselleştirilmiş çaresizlik ve daha fazlası, kirli yılların tortusunu yeterince iyi anlatıyor. Başarılı bir politik gerilim filmi, başarılı metaforlar kullanıp dramatik yapıyı da bu kadar diri tutabilir mi derseniz, Bataklık'ı bir kez daha övmeye başlar, saatlerce övebilirim. Genç görüntü yönetmeni Alex Catalan, dönemin görsel kodlarını ve atmosferini yakalayıp olağanüstü bir iş çıkarmış. Özellikle Franco döneminin kötü polisi rolündeki Javier Gutierrez, ve elbette Raul Arevalo çok güçlü oyuncular. True Detective ve Mindhunter gibi dizileri takip eden izleyici için de cazibesi olan, politik gerilim tansiyonunu izleyicisiyle paylaşıp, üzerine düşündürebilen bir film Bataklık.


Filmin Fragmanı

22 Mayıs 2016 Pazar

Maps to the Stars / Yıldız Haritası 2014


Bir Hollywood kakafonisi


Cronenberg sinemasına baktığım bu bölümü şimdilik sonlandırıyorum, zira ufukta başka bir film görünmüyor. Çok yönetmen izledim, çok geriye gidiş gördüm ama Cronenberg’in yarattığı hüsranı hiçbir yönetmen bana yaşatmamıştı. Özellikle son birkaç filmi insanı sinemadan soğutacak cinstendi. Cosmopolis’i izledikten sonra son filmini izlemesem de olur demiştim, dayanamadım Yıldız Haritasını da sizler için izledim.


Filmleri izledikten sonra yazının orta yerine ufak bir konu özeti yazmayı adet edindim. Biraz daha yatık karakter kullanarak bunun bir spoiler olduğunu belirtiyorum elbette, fakat son iki filmdir bunu yapmıyorum. Cronenberg’e sorsak o da bu son iki filminin konusu özetleyemez sanırım. Hollywood’ta geçen bir şöhret sarmalı ve film dünyasının arkasında duran sorunlu kişilikler üzerine bir film diyelim Yıldız Haritası için ve bu faslı geçelim.



Julien Moore ve John Cusack gibi isimler beni cezbetti aslında, zira bu iki isim de son derece etkileyici filmlerde oynamış oyuncular. Açıkçası bu noktada hemen şunu da belirteyim ki Yıldız Haritası, bir önceki film olan Cosmopolis’ten daha iyi ve derli toplu bir film, ancak sınıfta kalmaya mahkum bir film. Yenilik, zihin açacak bir bakış, o meşhur cinsellik ve şiddet sarmalı…Cronenberg sinemasına dair hiçbir referasın olmadığı bir filmle Cronenberg’e veda ediyorum.

Filmin Fragmanı