Cinepopularica: Suna no onna / Kumların Kadını 1964

7 Ocak 2018 Pazar

Suna no onna / Kumların Kadını 1964



Alışmak zindandır




Görünmez Tehlike'yi yorumlarken Japonya sinemasında 1950'lerin  başından 1970'lerin sonuna kadar devam eden Nuberu Bagu akımından bahsetmiştim. Akımın, kamerayı sokağa çıkarıp soyut ve varoluşçu çizgiyi kalınlaştırdığını, fakat geleneksel sinemayı da görmezden gelmediğini söylemiştim. Japon Yeni Dalga (Nuberu Bagu) sinemasını tek filmle açıklamam istense şu ana kadar izlediklerim içerisinde Kumların Kadını'nı seçerdim. Hem güçlü bir bağlantısızlık metni hem de varoluşçu edebiyatın sinemada ve Hiroshi Teshigahara filmleri arasındaki zirvelerinden biridir bu film.


Böcek türlerini incelemek için kırsala giden öğretmen Niki Jumpei (Eiji Okada), son otobüsü kaçırdığını fark eder.  Jumpei, köylülerin ısrarıyla bir kum vadisi evinde kalmaya karar verir. Evde yaşayan kadının (Kyoko Kishida) misafirperverliği onu mutlu etse de akşam eve inerken kullandığı ip merdiveni sabah uyandığında göremez. Bir kum vadisinde aylar süren tutsaklıktan sonra kaçış ümitlerini bir bir tüketen Jumpei artık sadece kaçmayı düşünmemektedir.


Kumların Kadını'nı izlemeden önce kitabını okumanızı tavsiye ederim. Şu sıralar yeniden basılmaya başlandı. Önce şu ön kabulümü dillendireyim. Hiçbir film uyarlandığı edebiyat eserini aşamaz bana kalırsa. Hem edebiyatın hem de hayal gücünün baskın geldiği gerçeğine sonsuz inanırım. Kumların Kadını metin olarak zihinde boşluklar bırakıyor, bu tür edebiyata alışkın değilseniz akıcı olmasına rağmen Camus'nün Yabancı'sını, Kafka'nın Dönüşüm'ünü ya da Beckett'in Murphy'sini okurken olduğu gibi boşluk hissi yaratabilir. Filmi anlamsız bulanların temel argümanı da bu vurgusuzluk durumu. Karakterin aylar süren saçma tutsaklığını kabullenmesi anlamsız gelebilir, bu noktada bana anlamlı gelenin bu olduğunu söylemem lazım. 


Kobo Abe'nin romanı ve dolayısıyla Teshigahara'nın eşsiz filmi, kadın tutsaklığı ve öğrenilmiş çaresizlik hakkında beynin derinine işliyor. Amerikan usulü akıcılık arayıp hüsrana gark olacaksanız uzak durun. Görünmez Tehlike ile ilgili yazıda Fransız Yeni Dalga fimlerinin Japon Yeni Dalga sinemasını etkilediğini söylemiştim. Aksi zaten mümkün olamaz, bir entelektüel rüzgar estiğinde Dünyanın her yerinde karşılık bulur. Kumların Kadını ön jeneriği Japonca, İngilizce ve Fransızca'dır. Bilmem Fransız etkisine bu ufak örnek yeterli olacak mı? Teshigahara'ya asıl ününü getiren Kumların Kadını, 1964 yılında Cannes Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü kazanıp 1965 yılında Japonya'nın Oscar adayı olmuştu. Film ayrıca sinemanın ozanı olarak bilinen Andrey Tarkovski'nin on favori filminden biri olarak da dikkat çekmişti.


Filmin Fragmanı