Cinepopularica: 1986
1986 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1986 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2017 Cuma

Il camorrista / Profesör 1986

Bir suçlu doğuyor




Giuseppe Tornatore sadece İtalya sineması için değil günümüzde aktif olarak film çeken yönetmenler içerisinde en önemli isimlerden biri. İtalyanca ve İngilizce olarak çektiği filmleri hem sanat sineması hem de popüler sinema seven izleyiciler için oldukça değerli. Sinema kariyeri Il Camorista gibi bir filmle başlaması Tornatore ismini bir anda büyük kitlelere duyurdu, sonrasında birbiri ardına çektiği filmlerle klasikler arasına girdi. Il Camorista, suç dünyasını birçok boyutuyla anlatan ve hatta bu konuyu en iyi anlatan birkaç filmden biridir dersem abartmış sayılmam. Karakterlerini mutlak iyi ya kötü olarak kutsamayan Tornatore'yi bazı filmleriyle anlatmaya çalışacağım ama önce Il Camorista'ya bakalım. 


Il Professor (Ben Gazzara) lakaplı bir adamın hapishane kurallarını üstün zekasıyla lehine çevirip önce hapishanenin sonra halkın umudu olmasını anlatıyor film. Bir ilk film olması sebebiyle Tornatore hiçbir şeyin eksik kalmasını istememiş ve filmini kısaltmaya kıyamamış. Haliyle bu uzunluk filmi sıkıcı ve yorucu hale getiriyor. Aksiyon sahnelerinin başarısının yanında bahsetmem gereken şey bu sahnelerin doğallığı. Hata barındırsa da acemice çekişmiş anlara sahip olsa da doğallığa sahip. Filmi benim açımdan önemli kılan şey destansı olan öykünün doğal bir temayla kotarılmış olması. Ancak yine filmin eksi puan almasına neden olan şey tam da bu destansılık takıntısı ve oldukça uzun film süresi. İlk filmin kabahati olmaz diyip geçiştiriyor ve iyi seyirler diliyorum. 


Filmin Fragmanı


23 Aralık 2017 Cumartesi

Heartburn / Baş Belası 1986



Yol kazası




Kimi filmler sırf oyuncu kadrosu için bile olsa izlenmeyi hak eder. Jack Nicholson ve Meryl Streep gibi iki önemli isim bir araya geldiğinde bu film yapımcı için gişede güçlü bir koza dönüşür. Benim için Mike Nichols sinemasında erişebildiğim filmlerden biri Heartburn. Bu filmin Nichols'ün filmografisinde zayıf bir halka olduğunu bilerek izledim. Nichols, yine o meşhur durum tutarlılığını ve sınıfsal bakışını hissettirsin istedim. Üzülerek söylemem gerekiyor ki Jack Nicholson ya da Meryl Streep'in ciddi bir hayranı değilseniz bu filmi izlemiş olmak sizi üzecektir. 


New York's romantik filmler senaristi Nora Ephron'un otobiyografik izler taşıyan senaryosu, Orta yaşlı muhabir Mark (Jack Nicholson) ile yemek yazarı Rachel'ın (Meryl Streep) ikinci evliliklerini, çocuk sahibi olup mutlu evliliğe inanma ve evliliğin yıpranma süreçlerini anlatıyor. Film bir şekilde lezzetsiz ilerliyor. Bu tür piyasa filmleri sevilmek için sevimli olmak zorundadır, ama ne yazık ki Meryl Streep haricinde filmin farkında olan kimse yok. Jack Nicholson beğendim bir aktör değildir ama birkaç iyi yönetmenle çalıştığı bir iki iyi filmi vardır. En hafif ifadeyle Jack Nicholson bu filme hiç yakışmamış diyip geçmek isterim.

Filmin Fragmanı

2 Mayıs 2016 Pazartesi

The Fly / Sinek 1986




 Devcileyin bir sinekti Seth



Sinek, her anlamda diğer Cronenberg filmlerinden keskin bir biçimde ayrılıyor. Diğer filmlerle duygu teması kurmak mümkün değil. Sanırım filmlerinin yeterince anlaşılır olmadığından yakınan amerikalı yapımcılar, Cronenberg’i bir yeniden yapıma ve daha ana akım olmaya davet ettiler ve David de bu teklifi kabul etti. Bu manasız klişelerin başka bir anlamı olamaz.


Nereden başlamalı örnekler vermeye bilemiyorum, derken tanıdık bir örnekle başlayayım. Bir sürü takım elbisesi olan bir bilim insanı düşünün ama hepsi aynı renk ve biçimde, sebep de beyefendinin ne giyeceğini düşünmek istememesi. Ne kadar orijinal bir Einstein anekdoku!!. ''Zaten bu film 1958 yılında çekilmiş bir filmin yeniden çevrimi ve bir kısa hikayeye dayanıyor, Kimi klişeler oradan gelmiş olabilir'' diyebilirsiniz ama emin olun bununla sınırlı değil. Diğerinden ayrılmak ve kendine ait bir yorum katmak gibi bir çabaya rastlamak mümkün değil.


Bilim adamı Seth Brundle (Jeff Goldblum) ve gazeteci Veronica Quaife (Geena Davisbir sergide karşılaşır ve birbirlerinden hoşlanırlar. Seth’in evine gittiklerinde, Veronica’ya o güne kadar görülmemiş bir ışınlama makinesi gösterir.  Bu makine Veronica ve patronu (John Getz) için muhteşem bir haberdir aynı zamanda. Seth, canlı varlıkları ışınlamayı da başardıktan sonra makineyi kendisi üzerinde denemeye karar verir ama makinenin içine giren bir sinekle bütünleşir ve hayatını bir sinek olarak sürdürmeye başlar.


Bir çeşit Gregor Samsa hikayesi diye düşünebilirsiniz. Ancak ortada varoluşun tasviri yok. Olaylar bir çeşit ucuz amerikan filmine evrilip onca gerçeklik algısına rağmen heba olup gidiyor. Her sahneden sonra acaba diyerek ümitleniyorsunuz ama o muhteşem görsellik ve makyaj çalışması dev bir klişeye kurban gidiyor. Bir bakıma Cronenberg adına yapılmış olumsuz bir eleştiri olduğunu belirteyim bunun. Başka bir yönetmen için başarılı sayılabilecek bir film, Cronenberg açısından bakıldığında benim nazarımda çok sıradan. Hepsi bu.

Filmin Fragmanı