Cinepopularica: Göç
Göç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Göç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Aralık 2020 Pazar

His House (2020)

2 dakika okuma süresi


Huzur, uzak bir temenni


His House 2020 netflix 1 Cinepopularica.jpg

Dünyayı kilitleyen pandemi dolayısıyla askıya alınmış olsa da, gelişmiş olarak nitelenen ülkelerin yoğun bir yabancı işçi alımı ve mülteci kabul oranı söz konusu. Yaşlı nüfusları ve diğer gelişmiş ülkelerle rekabet zorunluluğu bir varlık tehditi yaratınca, tanımadıkları ülkelerin vatandaşlarına kucak açıp, onları entegre ederek ikinci sınıf da olsa  muteber birer vatandaşa çevirme niyetindeler. His House hem bu mülteci meselesine bakıyor hem de geçmişin, hatıraların ve acıların insanlar üzerine nasıl karabasan gibi çöktüğünü gözler önüne seriyor. Anımsayanlar çıkacaktır, His House, Tolga Karaçelik'in Kelebekler filmiyle drama dalında en iyi film ödülünü kazandığı 2018 yılı Sundance Film Festivali'nde NHK (Japonya Televizyon Kurumu) ödülünü kazanmıştı. Dünyanın görsel kültürüne katkıda bulunan, kültürel alışverişi destekleyen filmlere verilen bu ödül, gelecek film için lazım olan bütçeye ufak da olsa bir katkı sağlıyor. NHK fonu bu noktada önemli aslında. Çünkü filmde öne çıkarılan bir etno-kültürel yapı var. O yapının içine bir sene Arap mültecileri, diğer sene Afrikalı mültecileri yerleştirip senaryo şablonunda ufak değişiklikler yaparak yollarına devam eden uluslararası kültür sanat şebekelerinden söz edebiliriz. Özgün bir anlatım formunun peşinde değiller, cevap anahtarları ellerinde. Filmde, Afrika kara büyüsü, İngiltere kırsalında tutunmaya çalışan gariban Afrikalı imgesi, kara kıtanın kadim acıları görselleştiriliyor. Mülteci ve öteki olma durumunu psikolojik gerilimle harmanlayıp bir bütün haline getirmeye niyetlenen His House, finalde tekrar mülteci meselesinin özünü yakalamak istese de yetersiz kalıyor.

His House 2020 netflix 1 Cinepopularica.jpg

Güney Sudan'daki iç savaştan kaçıp, botlarla deniz aşırı bir yolculuğa çıkan Bol (Sope Dirisu) ve Rial (Wunmi Mosaku), sonunda İngiltere'ye iltica ederler. Kaçarken beraberlerinde getirdikleri, başka bir kadının çocuğu olan Nyagak (Malaika Wakoli-Abigaba), bu deniz aşırı yolculukta can verir. İngiltere'de kendilerine verilen evde mutlu bir gelecek kurmayı hayal etmelerinin hemen ardından ikisi de evden gelen garip sesleri işitip, duvar çatlaklarından kendilerini dikizleyen varlıklar görmeye başlar. Sürekli olarak Nyagak'ın pişmanlığını hisseden Bol ve Rial, bu durumu çözmek için sıra dışı bir yola başvuracaktır.

His House 2020 netflix 1 Cinepopularica.jpg

İnsanın geçmişiyle yüzleşip oradaki hayali imgelerle sürekli kavgasını anlatan 2014 yapımı çok başarılı bir film  vardı. Babadook adlı bu filmi tavsiye ederim. His House'un gerilim kısmında yapmak istediğini yapabilen en başarılı örnektir. Mülteci meselesini ve kaygı dolu arka planını anlatan yine 2014 yapımı The Good Lie filmini de ele alabiliriz. Babadook, psikolojik gerilimi arka planda kesintisiz devam ettiriyordu, The Good Lie ise mülteci olmanın bilinci sıfırlayan soğukluğunu. His House maalesef bu iki filmin ruh halini rafine biçimde eritemiyor. Niyeti o, fakat fazla aceleci, fazla açıklayıcı. Gündelik faşizm imgesi içeren bir sahneyle karakterin çevreyle kuramadığı bağı anlatmaya çalışmak yetersizliğe yol açıyor. Sudan'daki geçmişlerine dair klişe bir sahne izliyoruz. Dolgu malzemeleriyle psikolojik gerilime zemin hazırlanınca, hızla yaklaşan finale eksik ilerliyoruz. Oyunculuk da bu geçişi taşıyabilecek kadar güçlü değil maalesef. Senaryonun bu anlamda zaaflarla dolu olduğunu düşünüyorum. Bir noktada dramadan ve psikolojik gerilimden vazgeçiliyor, ses efektli korku filmine dönüşüyor. Sonra müzik altı sahnelerle izleyici yine hikayeye çağrılıp, oradan yeni bir mülteci draması inşa edilmeye çalışılıyor. Süresinin kısa olması ciddi bir avantaj. Bu anlamda şans verilebilir.

Filmin fragmanı

24 Nisan 2018 Salı

Alambrista / The Illegal (1977)



Meksika sınırında yeni bir şey yok



Alambrista / Kaçak (1977)

1978 yılında Cannes Film Festivali'ne, festival başkanı Gilles Jacob tarafından yeni bir ödül kategorisi eklendi. Buna göre daha önce 60 dakikadan uzun bir film çekmemiş yönetmenlere verilecek ödülün adı Camera d'or (Altın Kamera) olacaktı. İlk kez verilen önemli ve prestijli bir ödülü kazanarak filmine büyük bir tanıtım şansı yakalamış olması bir yana Robert M. Young'ın babası bir kameramandı. Bu sebeple babasının sahibi olduğu film laboratuarında büyümüş ve görüntü yönetmeni olarak çok sayıda yapımda çalışmıştı. Bu ödülün kendisi için böyle bir anlamı da vardır muhtemelen. Alambrista, gerçekçi bir kurguyla, günümüz kurgu belgesellerin arasında bir yere rahatça konumlanabilecek bir film. Süreki belgesel hissi içerisinde, 70'lerin Amerikan bağımsız filmlerine has  film dokusunu ve dilini de barındırıyor. Kavramın sırıtmayacağını bilsem, eveleyip gevelemeden Amerikan toplumcu gerçekçi sinemasının nadide örneklerinden biri der geçerdim. 

Alambrista / Kaçak (1977)

Donald Trump'tan önce de Meksika politikasının sert, huzursuz ve hasarlı olduğunu biliyoruz. Filmdeki gerilla kamera kullanımı ve  amatör oyunculukların bu anlamda yarattığı gerçeklik hissiyatı yüzünden izleyici de diken üstünde oturuyor. Meksika sınırından kaçak olarak Amerika'ya giren Roberto'nun kendisine bir yaşam kurma çabası, korkuları, daha önemlisi otoriteyle sürekli karşı karşıya gelişi filmin karakter meselesi ve dramatik omurgası. Fakat Alambrista, derinlerde başka eleştiriler barındırıyor. Ten rengine dayalı köleliğin henüz zihinlerde devam ettiği yıllarda bir Meksikalı, Amerika'ya kaçak olarak giriyor ve New York'taki bir beyaz Amerikalının süpermarketteki sebzeyi biraz daha ucuza yiyebilmesi için tarım köleliği yapıyor, sıradan faşizme ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Amerika'da kaçak çalışmak üzerine, bu hikayeyi aktaran da New York'lu bir beyaz Amerikalı, aynı zamanda MIT ve Harvard mezunu bir yapımcı ve yönetmen. 


Filmin Fragmanı