Cinepopularica: Oriol Paulo
Oriol Paulo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Oriol Paulo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Aralık 2017 Çarşamba

Contratiempo / Gizli Tanık. 2016


Self servis adalet




 Oriol Paulo'nun görkemli başlangıcı aynı minvalde devam ediyor. Contratiempo, günümüz izleyicisi için oldukça önemli bir kritere cevap veriyor: Imdb puanı. Önceki filmi El Cuerpo için söylediğim sürpriz beklentisi ve şoke edici final durumu bu filmde de mevcut. Yeni bir senaryo yaratmak, yeni filmler izlemek ve bekleyip demlenmek için aradan geçen dört koca yılın ardından gelen Contratiempo ile Oriol Paulo'yu yeniden izledikten sonra onu İspanya'daki öncüllerinden biraz daha farklı bir yerde konumlandırıyorum. Filmlerindeki gerilim janrı ve mutlak intikam teması çok tanıdık. Özellikle anlatım biçimindeki epik ısrar bizi Güney Kore Sineması'na götürüyor. Oriol Pablo'nun daha önce filmlerine değindiğim Chan-wook Park'tan ve Güney Kore Sineması'ndan yoğun olarak etkilendiği ortada. 


Filmin konusunu bu kez ayrıntılarıyla anlatmak istemiyorum. Zira özellikle bu filmde konuya nasıl değinilse o ölçüde açık verileceğini düşünüyorum. Şöyle bir özet geçilebilir. Başarılı, evli bir genç iş adamı (Mario Casas) ile evli fotoğrafçı sevgilisi (Barbara Lennie) arasındaki yasak aşk ve filmin başında meydana gelen trafik kazası ile film başlamış oluyor. Bir trafik cinayetinin ardından nehre atılan cesedin izini süren anne baba (Ana Wagener, Jose Coronado), oğullarının intikamını almaya çalışıyor. 


Biçimsel olarak epik anlatımı seçiyor demiş olsam da bir diğer temas etmem gereken noktayı es geçmek istemem. Yönetmen, iş dünyasındaki başarıyı, yükselme hırsını, arkasında bıraktıklarını umursamamayı hatta herkesi ezip geçebilmeyi önemli bir anlatım aracı olarak kullanıyor. Bu anlamda burjuva ahlakını sorgulayan politik bir okuma yapılabilir. Akademik bir yazıdan kaçındığım için buna  girmiyorum, fakat bu türden bir bakış açısını oldukça önemsediğimi söylemeliyim. Bu kez sürpriz son, önceki film olan El Cuerpo'ya göre daha sağlam bir temele oturmuş ve bu kez oyunculuk biraz daha önemsenmiş. Filmin ana karakteri olan Mario Casas ile karşılıklı sahnelerinde Ana Wagener'in oldukça başarılı olduğunu söylemem gerekiyor. 


Filmin Fragmanı

12 Aralık 2017 Salı

El Cuerpo / Ceset 2012

İyi bir başlangıç



Bu yazıda bahsedeceğim filmle ilgili gözüme çarpan yorumlar genellikle İspanya sineması ve gerilim janrı (türü) çelişkisi üzerineydi. İspanya Sinemasında korku ve gerilim türüne ait böyle bir filmin şaşırtıcılığı üzerine rastladığım yorumları şaşkınlıkla okudum. Bu yorumlar 2000'ler İspanyol sinemasını biraz görmezden geliyor açıkçası. Zira bu tür filmlerin Avrupa şubesi -özellikle 2000'lerde- İspanya'ydı. Burada bir tutarlılık vurgusu yaparak başlamış oluyorum böylece. İlgilenenler özellikle Alejandro Amenabar, J.A Bayona, Guillem Morales gibi yönetmenlerin filmlerini izleyebilir. 


Oriol Paulo İspanya sineması'nın yeni bir temsilcisi. Halihazırda iki filmiyle yönetmenlik karakterine iyi bir başlangıç yapmış durumda. Daha önce senaryolarıyla çeşitli filmlere katkıda bulunmuş 1975 doğumlu bu genç yönetmeni son zamanlarda birkaç film tutkunu arkadaşımın yoğun ısrarlarıyla keşfetmiş bulunmaktayım. Filmlerin sunuluş şekli bazen beni o filme karşı izlemeden önyargı sahibi yapıyor. Sürpriz son, ters köşe, tahmin edilemez final gibi takdim biçimlerine aldırış etmeden izlediğim El Cuerpo'nun konuşu şöyle:


Oldukça varlıklı bir kadın patron olan Mayka (Belen Rueda) ani ölümünün ardından kaldırıldığı morgda kaybolur. Kendisinden oldukça genç olan eşi Alex'e (Hugo Silva) bu durum bildirilir ve kendisi ifadeye çağırılır. Alex bu olayın basit bir kayıp vakası olduğuna inanmaz ve eşinin yaşadığına emin olur. Büyük mirastan pay almanın ve yasak aşkı Carla'yla (Aura Garrido) birlikte olmanın planlarını yapmış olan Alex, bir an önce bu garip olaydan sıyrılmak istemektedir. Alex finalde büyük bir intikamın kurbanı olduğunu anlar. 


Bahsedilen sürprizli final, kabul etmeliyim ki, bu arayışta olan izleyiciyi oldukça memnun edecek cinsten. Filmin gerilimden dramaya evrilmesi bile bu 10 dakikalık final sayesinde oluyor. Birkaç yıl içerisinde Hollywood bu filmin bir yeniden çevrimini yaparsa şaşırmamak lazım. Filmin bütün iddiası senaryoda, tempoda ve sürprizinde. Ancak finaldeki intikam fikri seyirciyle ciddi bir bağ yakalayamayıp sönük kalmış. Güzel bir seyirlik ama ötesini aramamak lazım. Yönetmenin ilk uzun metraj filmi olması oldukça önemli bu noktada. Birtakım önemli eksiklikleri gidermiş ve senaryoda olgunlaşmış bir Oriol Paulo uzun vadede Dünya sineması için bir kazanç olacaktır. 


Filmin Fragmanı