Köşe başındakiler
Bir değişiklik olsun, Spike Lee filmi hakkında yazarken Harvey Keitel överek başlayayım. Bir vesileyle adını duyduğum her filmin kalite çıtasını arşa değdirme potansiyeli olan bir oyuncu. Torbacı'da Harvey Keitel oynuyorsa, böyle bir rolü kabul etmişse senaryoda bir ışık görmüştür dedim kendi kendime. Yanıldım mı? Kesinlikle hayır. Yapımcıları arasında Martin Scorsese'nin de bulunduğu filmle birlike Spike Lee derlenip toparlanarak ilerleyişini sürdürüyor. Saf siyahi sinemasını, sinemadaki ayrımcılığı protesto etme biçimini takdir ediyor olsam da bi şekilde sinema tarihinde var olabilmek için filmlerinin daha geniş kitlelere ulaşabilmesini düşünmesi gerektiğini düşünüyordum. Tavrını biraz olsun değiştirerek, biraz olsun senaryonun selametini göz önüne alarak yeni bir sürece başladığı film olarak anabiliriz Torbacı'yı. Tabii beyazlar bu filmde polis rolünde. Oynamaları gayet normal. Ancak yine de Martin Scorsese'nin mental hocalığı Spike Lee'nin sonraki filmlerine de etki eden bir değişimi başlatmıştır.
Strike (Mekhi Phifer), sokaktaki diğer arkadaşları gibi, hayatını uyuşturucu maddeler satarak kazanmaktadır. Şebekenin lideri Rodney'e (Delroy Lindo) bağlı olarak çalışan Strike, önemli bir iş için talimat alır ve Rodney için tehlikeli hale gelen Darryl'i (Steve White) öldürmeye ikna edilir. Strike, Darryl'i öldürmekten vazgeçmiştir ama Darryl bir şekilde başkası tarafından öldürülmüştür. Strike yine de bu cinayetin tek şüphelisidir. Dedektif Rocco (Harvey Keitel) ve yardımısı Larry (John Turturro) bu olayın gizemini çözmeye çalışacaktır.
Gizem ve mesaj dozu bu sefer kararında verilmiş bir Spike Lee tadımlığı. Sanırım joint için cigaralık yerine böyle bir çeviri yapabiliriz, herhangi bir övgüde bulunduğumuz düşünülmesin, başımıza iş açılmasın sonra. Kendisi, filmlerinin açılışına ''Bir Spike Lee Filmi'' demek yerine ''Bir Spike Lee Cigaralığı'' yazmayı yeğliyor. Bu sefer gerçek bir sarımlık olduğuna şüphe yok. Filmin son yarım saati oldukça şişirme ve belli bir yerden sonra insanın tadını kaçıracak denli uzuyor. Bizim iyi kalpli siyahi polis, bizim masum çocuklar, bizim müthiş adil sokak kanunlarımız edebiyatından sonra Harvey Keitel'li sahneler olayı bir nebze olsun toparlıyor. Sarkan kısımları görmezden geldiğimde anlamlı bir bütünlükten bahsedebilirim.
Filmin Fragmanı