Her temas iz bırakır
İlk gençliğim vcd dönemine rastlıyor. O dönemden kalan bazı
filmleri hala saklıyorum. Bunlardan biri de Crash. İlk izlediğimde hiçbir anlam
verememiş ve hasta bir film diye yorumlamıştım bu filmi. Elbette erotik
sahnelerinin bolluğuyla ergen bir genci tavlaması pek de zor sayılmaz böyle bir
filmin. Uzun aradan sonra orijinal dilinde ve kafa yorarak izlediğimde bütün
sahneleri tekrar anımsadım. Peki aradan geçen bunca seneden sonra bu filmi yine
hasta bir film diye değerlendiriyor muyum?
Cronenberg sinemasında cinsellik ve şiddet güdüleri
fevkalade önemlidir, hatta Cronenberg, sinemasını bu güdüler üzerine kurmuştur.
Karakterler çeşitli şekillerde dönüşüme uğrar ve bundan sonra onları bambaşka
haller içinde buluruz. Bir noktada film biter ve karakterlerin başka ruh
halleriyle yaşamlarına devam ettiklerine ya da bedensel olarak ölü ruhlarını
yeniden doğurduklarına şahit oluruz. Crash de bu bakımdan aynı seyri izleyen
bir film ve en az diğer diğer Cronenberg filmleri kadar hasta.
Film yapımcısı James (James Spader) büyük bir trafik
kazasına karışıp uzun bir müddet hastanede yatar. Bu süreçte tanıştığı bir grup
insanla hastaneden sonra da görüşmeye devam eder. Kazada yaraladığı Helen
(Holly Hunter) ve trafik kazalarına ilgi duyan Vaughan (Elias Koteas) bu kazalarla
seks arasında aykırı bir bağ kurmasına neden olur. Vaughan, etrafında Gabrielle
(Rosanna Arquette) ve Colin (Peter MacNeil) gibi kaza mağdurlarıyla bir nevi
cemaat kurmuştur. James ve karısı Catherine (Deborah Kara Unger) de Vaughan’la
birlikte tuhaf bir dönüşüm yaşar.
Yaşanan büyük travmalar ve kazalar bizleri bambaşka
kişilikler olmaya itebiliyor. Bunun psikolojide ayrıntılı incelemeri var. Bu
bakımdan filmde anlatılanlar fantazyadan ibaret değil. Filmin başında, film
yapımcısını oynayan karakterin setlerde çapkınlık peşinde koştuğunu görüyoruz.
Cronenberg bunu şöyle yorumlamış oluyor aslında: Bir sıradanlaşmaya kurban
edilen cinsellik, bir tetiklenmeyle kendisini bulan cinsellikten daha anlaşılır
olamaz, olmamalı.
Uyarlama senaryolarla daha fazla ilgilenen Cronenberg,
Crash’I J.G. Ballard gibi önemli bir bilim kurgu yazarından uyarlayıp yine o
müthiş doğal mekan tasviriyle yaşayan bir hale büründürmüş. Filmde
yaralanmaktan ve izler taşımaktan keyif duyan insanlara rastlıyoruz. Bedenleri
birer makineye dönüşmüş insanlar. Vaughan filmin bir yerinde aklındaki projeden
bahsediyor ve şöyle diyor: ‘’İnsan bedenini teknolojiyle yeniden şekillendirmek
istiyorum’’. Filmin trafiğe,
otomobillere ve modifiye hale gelmiş insanlara getirdiği açıklama bu.
Filmin Fragmanı