Cinepopularica: Anne Bancroft sorgusuna yönelik arama sonuçları
Anne Bancroft sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
Anne Bancroft sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

26 Haziran 2016 Pazar

The Miracle Worker / Karanlığın İçinden (1962)

2 dakika okuma süresi



Mucizenin miladı


The Miracle Worker / Karanlığın İçinden  1962

Sinema tarihinde, benzer temaları, benzer karakter ve olay örgüsü etrafında işlemiş çok sayıda filme rastlıyoruz. Bu filmleri izlerken, konunun öncü filmini merak eder, onun, öyküde neyi ilginç bulduğunu anlamaya çalışırız. En azından durum benim için böyle. The Miracle Worker, bahsettiğim öncü filmlerden biri. Amerika, Hindistan, Türkiye derken çok sayıda başka şubeye de sahip bir konunun kaynağına inmiş durumdayız. Yazıyı ve filmi daha cazip hale getirmem gerekiyor, zira siyah beyaz ve nispeten eski filmler nasıl bir cevher taşırlarsa taşısınlar izleme listelerinde sürekli erteleniyorlar. Bazı filmlerde, kimi zaman tiyatral olabilen oyunculuklar konusunda bu duruma hak verebilirim. Fakat yönetmen faktörünü de belirterek The Miracle Worker'ın son derece akıcı ve modern bir film olduğunu söylemek isterim. Arthur Penn, ritim ve kurgu anlamında yine ders niteliğinde bir filmle, gerçek bir hikayeye dayanan The Miracle Worker'la karşımızda.

The Miracle Worker / Karanlığın İçinden  1962

Henüz altı aylıkken geçirdiği ağır bir hastalık sonucu sağır, dilsiz ve kör olan Helen (Patty Duke), bu engellerinden dolayı gerekli özel eğitimi görememiş ve büyük bir hırçınlıkla yetişmiştir. Daha sonra, ailesinin tüm çabalarına eğitimi kabul etmeyen Helen için son çare olarak Boston’dan özel bir öğretmen getirilir. Annie Sullivan (Anne Bancroft)’ın metotları başta büyükbabanın  (Victor Jory) tepkisine yol açsa da Helen’in annesi (Inga Swenson) ve babasının (Andrew Prine) sabrı ile denenen yöntemler büyük bir başarı sağlar.

The Miracle Worker / Karanlığın İçinden  1962

Filmin her anlamda kusursuz bulmuş bir izleyici olarak, Anne Bancroft ve Patty Duke’a ayrı bir pencere açmak isterim. Anne Bancroft bu filmle en iyi kadın oyuncu, Patty Duke ise En iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ı kazanmıştı. Küçük Patty Duke yıllar sonra (1979) Anne Sullivan karakterini bizzat canlandırarak karakterini dört bir yandan kuşatmış olacaktı. William Gibson'ın metni, daha sonra birkaç kez daha balka yönetmenlerce uyarlandı ve çeşitli oyuncular tarafından güçlü performanslar sergilendi. Bu filmlerin arasında Sanjay Leela Bhansali'nin Black adlı modern klasiği de bulunuyor. Anımsayacağınız gibi Uğur Yücel de 2013 yılında Black filminden uyarlanan, Benim Dünyam adlı filmini çekmişti. Büyük yönetmen Arthur Penn tarafından 1962'de çekilen The Miracle Worker aynı yıl, yine Arthur Penn tarafından New York'ta tiyatro oyunu olarak da sahnelendi. Penn'in filmi, tüm zamanların en iyilerinden biri olarak kalmaya devam etti.


Filmin Fragmanı

21 Aralık 2017 Perşembe

The Graduate / Aşk Mevsimi 1967



Sevmeyi öğreniyorum





Aşkın dört bir tarafını dolanan Mike Nichols bu kez aşkta çömezliği anlatıyor. Başroldeki Dustin Hoffman otuz yaşında ve daha önce birkaç tv dizisinde yan rollerde oynadıktan sonra ses getirmeyen bir filmin ardından Mike Nichols'la buluşuyor. Amerika sinemasında 60'lı ve 70'li yıllar bugün anlatılması çok zor konuları dönemin zehir gibi yönetmen kuşağı sayesinde seyirciyle buluşturuyor. Orta yaşlı bir kadın, onun kızı ve yeni mezun bir genç delikanlı arasındaki aşk üçgeni finalde net br romantizmle aydınlanıyor ve hepsi bu kadar! 


Üniversite eğitimini tamamlayıp ne yapacağına karar vermek için bekleyen Benjamin (Dustin Hoffman), derin bir bunalımın içerisindedir. Kafasını dağıtmak için gittiği şehir dışındaki evde babasının patronunun karısı Mrs. Robinson'ı (Anne Bancroft) görür ve ona saplantılı bir biçimde tutulur. Daha çok keşfetmeyi çağrıştıran bu aşkın yanı sıra bir de Bayan Robinson'ın kızı Elaine (Katharine Ross) vardır ve Elanie Benjamin için romantizmin ta kendisidir.


Kim korkar hain kurttan? gibi zor bir filmden sonra ticari basitliğe saplanmamak zor iş. Özellikle sektörde ikinci filmini çeken bir yönetmen için tavrını tarzını belli edeceği alanda ısrar edebilmek oldukça zor. Nichols sinemasında şu ana kadar gözüme çarpan bir diğer noktayı da araya sıkıştırmak isterim. Kendisi tek karakter üzerinden filmi kotarmaya çalışmıyor. Benjamin dışındaki, Bayan Robinson ve Elaine karakterleri kağıt üzerinde yaşayan tipler değil. 


Nichols bir sonraki filminde Amerika'nın savaş eleştirisini kara mizah yoluyla verecek, fakat Aşk Mevsimi'nin Benjamin'i dönemin çalkantılı dünyasıyla bağlantılı olarak pasifist, dalgın ve depresif olarak resmedilmiş. En azından Bayan Robinson'la olan ilişkisinde bu yönde bir tavır var. Elaine ile olan ilişkisini ciddiye almaya başlayıp sorgulama aşamasından eylem aşamasına geçiyor ve çağın gerçeğine uygun olarak kişisel devrimini gerçekleştiriyor. Filmin efsaneleşmiş final sahnesi özellikle mutlu son olgusunu aşıp bu açıdan değerlendirilmeli bana kalırsa. 

Filmin Fragmanı