Tek başına
Mike Nichols'ün karakter yaratma biçimi Amerika sineması içerisinde son derece ayrıksı. Bu farklı tutumu, filmlerinin ve özellikle oyuncularının perdede özgürce salınmasıyla sonuçlanıyor her seferinde. Meryl Streep bu filme kadar 1977'de başlayan sinema oyunculuğu kariyerinin başlarında olmasına rağmen altı yılda üç Altın Küre, iki de Oscar ödülü kazanmış genç bir oyuncu. Meryl Streep, Mike Nichols'le birlikte gözüme hep daha serseri görünmüştür. Silkwood her anı ve her sözüyle mühim bir film olmasının yanında mükemmel bir Meryl Streep resitalidir.
Texas'ta bir plütonyum işleme tesisinde üretim görevlisi olarak çalışan Karen Silkwood (Meryl Streep) diğer çalışanlar gibi büyük bir radyasyon riski altında çalışmaktadır. Birbiri ardına görülen vakaların ardından Karen de defalarca radyasyon yanıklarına maruz kalır. Bu süreci basına yansıtmaya karar verdikten sonra istenmeyen kişiye dönüşür ve diğerlerinin ciddi tepkileriyle karşılaşır. Karen bu süreçte kararlıdır ama işler istediği gibi gitmeyecektir.
İlişkileri büyük ciddiyetle anlatan ve onları toplumsal bir olgu olarak sinemanın konusu haline getiren önemli yönetmen Mike Nichols bu kez de yaşanmış bir olayı olgusallaştırıyor. Bir yönetmen her seferinde aynı konuyu değişik açılardan incelemekle yükümlü değildir elbette, fakat tutarlı olmasını beklediğim bir şey varsa o da anlatım tutkusunun konu seçmemesidir. Bu tutkunun Mike Nichols'e ait olduğunu karakterlerin gerçekliğinden anlayabiliyorsam benim için bu gerçek bir Nichols filmidir. Filmin temelde iki mekanı var. Bir Plütonyum işleme tesisi ve ana karakterin yaşadığı ev. Evi işyerinden soyutlamadan ayrı kılabilmek büyük bir başarı. Kurt Russell ve Cher ev kısmında başka bir anlatım zenginliğinin zeminini oluşturmada Meryl Streep'le birlikteler.
Silkwood, Mike Nichols filmlerinde karşılaştığımız gibi zemininde sınıfsal bakış bulunan bir film. Karakterlerini zengin kılan şey bu. Bu film özelinde senaryoya konu olan radyoaktif tehlikeyi konuşturması başlı başına kıymetli. Radyasyon meselesine dair gündem hep taptaze. Basın da hükümet de bu sahtekarlığın bir parçası. Silkwood bu konuda gerçeğin acı bir tablosunu çiziyor. Ajite etmeden, dimdik durarak, gerçekçi bir biçimde hangi tarafta olmamız gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Filmin Fragmanı