Yapım sonrası aşama denilen bir
süreç var sinemada. Görüntülerin biçimden biçime sokulduğu bu aşamanın iyi
örnekleri özellikle fransız sineması tarafından sıkça veriliyor. Jaco Van
Dormael de bu ekole oldukça yakın bir iş çıkarmış. Konu itibariyle yakın
bulduğumuz çok örneği olan bir fantazya aslında bu film, ama aynı zamanda
senaristlerden biri de olan yönetmen bu filme ayrı bir söylem eklemiş.
Erkeklerin içine ettiği bir dünyayı kadınlara emanet ederek filmini
diğerlerinden sağlam bir biçimde ayırmış.
Yeni Ahit aslında hristiyanlık
kodlarına hakim olanlarca daha rahat kavranabilecek bir film. Yeni Ahit’i terimsel olarak Tanrı ile insan arasındaki sözleşme gibi yorumlayabiliriz. Film
de buna benzer bir şekilde ilerliyor. Elbette amaç filmin sonuna doğru daha da
belirginleşiyor. İnsanın bazı şeyleri bilmesinin ona vereceği zararlar üzerine
bir film diyip geçemiyoruz bu filmi, zira sonuna doğru ortaya baskın bir
biçimde çıkan tanrıçalık iradesi ile film kendisini kadınlara adamaya karar
veriyor. Tanrının insan şeklinde tasvir edilmesi ya da bir insana tanrılık bahşedilmiş olması ülkemizde pek hoş karşılanmayacağı için filmin iyi bir gişe yakalaması güç.
Soyut bir tavrı olduğu için filmin
konusuna dair bir şey söyleyemiyorum. Ya her şeyi anlatmam gerekiyor ya da en
azından özet geçmemem. İnsanın kendi kaderi hakkında bilgi sahibi olması son
derece yıkıcı. Bu tema tanıdık demiştim, ama bir de şöyle bir gerçek var ki
eski çağlarda, daha doğrusu kadim çağlarda kadının geri planda tutulmuş
olmasından sıkça dem vurduğumuz halde günümüzde moderniteyle birlikte kadının
durumunun hiçbir değişikliğe uğramadığını unutmuş haldeyiz. Unutkanlıklarımıza
iyi gelen, son derece iyimser ve gününüzü güzelleştirecek bir film Yeni Ahit.
Sevdiklerinize tavsiye edin.
Filmin Fragmanı