Cinepopularica: Dustin Hoffman sorgusuna yönelik arama sonuçları
Dustin Hoffman sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
Dustin Hoffman sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

21 Aralık 2017 Perşembe

The Graduate / Aşk Mevsimi 1967



Sevmeyi öğreniyorum





Aşkın dört bir tarafını dolanan Mike Nichols bu kez aşkta çömezliği anlatıyor. Başroldeki Dustin Hoffman otuz yaşında ve daha önce birkaç tv dizisinde yan rollerde oynadıktan sonra ses getirmeyen bir filmin ardından Mike Nichols'la buluşuyor. Amerika sinemasında 60'lı ve 70'li yıllar bugün anlatılması çok zor konuları dönemin zehir gibi yönetmen kuşağı sayesinde seyirciyle buluşturuyor. Orta yaşlı bir kadın, onun kızı ve yeni mezun bir genç delikanlı arasındaki aşk üçgeni finalde net br romantizmle aydınlanıyor ve hepsi bu kadar! 


Üniversite eğitimini tamamlayıp ne yapacağına karar vermek için bekleyen Benjamin (Dustin Hoffman), derin bir bunalımın içerisindedir. Kafasını dağıtmak için gittiği şehir dışındaki evde babasının patronunun karısı Mrs. Robinson'ı (Anne Bancroft) görür ve ona saplantılı bir biçimde tutulur. Daha çok keşfetmeyi çağrıştıran bu aşkın yanı sıra bir de Bayan Robinson'ın kızı Elaine (Katharine Ross) vardır ve Elanie Benjamin için romantizmin ta kendisidir.


Kim korkar hain kurttan? gibi zor bir filmden sonra ticari basitliğe saplanmamak zor iş. Özellikle sektörde ikinci filmini çeken bir yönetmen için tavrını tarzını belli edeceği alanda ısrar edebilmek oldukça zor. Nichols sinemasında şu ana kadar gözüme çarpan bir diğer noktayı da araya sıkıştırmak isterim. Kendisi tek karakter üzerinden filmi kotarmaya çalışmıyor. Benjamin dışındaki, Bayan Robinson ve Elaine karakterleri kağıt üzerinde yaşayan tipler değil. 


Nichols bir sonraki filminde Amerika'nın savaş eleştirisini kara mizah yoluyla verecek, fakat Aşk Mevsimi'nin Benjamin'i dönemin çalkantılı dünyasıyla bağlantılı olarak pasifist, dalgın ve depresif olarak resmedilmiş. En azından Bayan Robinson'la olan ilişkisinde bu yönde bir tavır var. Elaine ile olan ilişkisini ciddiye almaya başlayıp sorgulama aşamasından eylem aşamasına geçiyor ve çağın gerçeğine uygun olarak kişisel devrimini gerçekleştiriyor. Filmin efsaneleşmiş final sahnesi özellikle mutlu son olgusunu aşıp bu açıdan değerlendirilmeli bana kalırsa. 

Filmin Fragmanı

28 Haziran 2016 Salı

Little Big Man / Küçük Dev Adam 1970



Vahşi Batı'da bertaraf


Little Big Man / Küçük Dev Adam 1970

Arthur Penn sinemasında, Amerika tarihindeki meseleleri esnek bir dille aktaran ve olaylara bakış açımızı genişletmemizi sağlayan kaliteli bir mizah gizli. Little Big Man filminde ise bu komedinin hacmini genişletip, mizahi söylemi iyiden iyiye kuvvetlendiren ironi göze çarpıyor. Anlatım tarzındaki benzeşme açısından, nispeten modern bir klasik sayabileceğimiz Robert Zemeckis'in  1994 tarihli Forrest Gump filmini örnek göstermek isterim. Yer yer hüzünlü komedi, absürd mizah, ama hiçbir anda kenara itilmeyen bir ironik yaklaşım söz konusuydu. Little Big Man, işte hem o tavrın öncü filmlerinden biridir, hem de bu vasıflarından dolayı eskimeyen bir yapımdır. Yine klasikleşmiş bir Arthur Penn filmi olan Bonnie and Clyde’ı da işin içine katarak Little Big Man'i, Arthur Penn sinemasının mihenk taşı olarak anabilirim.

Little Big Man / Küçük Dev Adam 1970

Jack Crabb (Dustin Hoffman), henüz küçük yaşında, bir  kızılderili baskınında kaçırılıp tarafından kaçırılıp, kızılderili olarak büyütülmüş beyaz bir Amerikalıdır. Kısa boyundan dolayı Little Big Man (Küçük Dev Adam) lakabını alan Jack, büyük bir baskında beyazlara esir düşünce bu kez hayatına onların arasında 'normal' bir beyaz Amerikalı olarak devam eder. Karısının kızılderililer tarafından kaçırılmasıyla yeniden yollara düşer ve tekrar kızılderili yaşantısına döner. Bu yer ve kimlik değiştirme yıllarca ve defalarca tekrarlanır. Başarılı bir insanı diplomasi yürüten Jack, iki grup arasında da barınabilmeyi başarır. Bazen Büyük Şef’in (Chief Dan George) bazen de General George’un (Richard Mulligan) koruması altına giren Jack, son ve gerçek bir savaşın ardından ait olduğu yerde kalacaktır.

Little Big Man / Küçük Dev Adam 1970

Arthur Penn, Kızılderililerle, onların topraklarına kara bulut gibi çöken beyaz Amerikalılar arasındaki çatışmayı, ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabilmiş bir karakterle anlatmayı seçmiş. İtiraf etmeliyim ki, komedi filmi de olsa kızılderililere karşı hep pozitif ayrımcılık bekliyorum. Filmde bazı yönleriyle şapşallık atfedilen kızılderili imgesi bu anlamda beni rahatsız etti. Beyazların saldırgan ve fetihçi tavrı zaten yerden yere vuruluyor, ama ikisini tarihsel olarak aynı kefede göremiyorum. Karakterlere bakış açısından olumsuz bulduğum bu yaklaşıma karşın, film dili yönünden eksiksiz. Forrest Gump'la kurduğum bağa şöyle bir ekleme yapayım. Tek adam, ana karakter filmi olması bakımından da oldukça benziyorlar. Orada Tom Hanks faktörü vardı, Little Big Man'de ise Dustin Hoffman efsanesi. Kendileri, hafızalardan silinmeyecek, efsanevi bir aktörlük gösterisi sunuyor.


Filmin Fragmanı