Tanıdık hikaye
Adet edindiğim üzere Oscar adayları açıklanır açıklanmaz
listedeki tüm filmleri bir çırpıda izleyip yorumlarımı paylaşıyorum. Kimi zaman
yazmak için geç kalsam da çevremdekilere filmlerle ilgili tavsiyelerimi aktarıyorum.
Sinema sevdalısı ve 30 yaş üstü bir insansanız Mel Gibson gibi önemli bir ismin
filmine Oscar listesinde rastlamak güzel bir sürprize dönüşüyor. Açıklamalarıyla birçok çevrenin hedefi haline
gelen Gibson, oldukça uzun bir aradan sonra yeni bir filmle, yine bir dönem
filmiyle karşımızda.
Girişte, Mel Gibson’ı filmin bir adım ötesinde
değerlendirmiş olmamdan da anlaşılacağı gibi, filmin pek elle tutulur bir
tarafı yok. Savaş ve aksiyon filmi sevenler için taze bir kan olsa da klişe
hikayesiyle, yenilik peşindeki sinemaseverleri hayal kırıklığına uğratabilir.
Savaş Vadisi, Mel Gibson’ın savaşla inancı aynı bağlamda değerlendirdiği, Trump
kafasındaki amerikalıların pek seveceği, ama iki sene sonra kimsenin adını bile
hatırlayamayacağı bir hristiyanlık propagandası olmaktan öte değil.
Belirli bir noktaya kadar karakteri tanıtmak, karakterin
sivil hayatına ufak bir aşk hikayesi eklemek, bunu idealizmle süslemek ve
karakteri savaş alanına yollamak.. Bütün bunlar Pearl Harbour’la birlikte
bitmesi gereken klişeler yumağı değil de nedir? Mesele sadece bu da değil. Senaryo, geçmişi zorluklarla geçmiş baba figürü, kardeşlik miti ve diğer her şey havada. Savaş Vadisi her anlamda plastik bir film diyebilirim. Savaş filmlerine karşı özel bir
ilgisi ve iki saati aşkın boş zamanı olan herkese izleyebilir.
Filmin Fragmanı