Cinepopularica: Busanhaeng / Busan Treni 2016

26 Kasım 2016 Cumartesi

Busanhaeng / Busan Treni 2016


Kan emici çoğunluk bir avuç mutluluğa karşı


Kore Sinemasının sevdiğim yönlerinden biri de türler arası geçişi sağlamadaki başarısı. 2000’li yılların başından itibaren birbiri ardına başarılı filmler vermesi bir yana artık sinemayı domine ediyor diyebiliriz neredeyse. Bu yorum için abartı diyenler olacaktır muhakkak, lütfen son zamanlarda sevdiklerinize önerdiğiniz filmlere bir daha göz atın, bunu yeterli bir argüman olarak saymayanlar için film festivallerindeki ilgiyi de ekleyebiliriz.. Yukarıdaki yorumu Busan Treni’ne ithaf eder miyim? Kısmen. Zombi filmlerini dramayla iç içe geçirmiş birkaç başarılı yapım sayabilirim. Busan treni de bu az sayıdaki filmim 2016 model temsilcisi olarak övgüyü hak eder.


Ülkemizde bu tarz filmler yapılamıyor, yapılan cinli, büyülü filmlerin kalitesi de ortada. Koreliler özellikle Zombi filmlerini, kıyamet senaryolu filmleri, yaratık filmlerini başka bir biçimde sevip, gişede kolluyor. Filmin gişesinin Kore’de 11 milyon civarı olduğunu söyleyeyim bu arada. Zombi olgusuyla aksiyon ve gerilim yaratmak zaten işin doğasında var. Dramatik bir meseleye zombiler yoluyla odaklanmak ise başlı başına büyük bir iş. İşin benim açımdan dikkat çekici olan yanı ise başka. Kore sinemasında bu türden zombi ve yaratık filmlerinde birkaç defadır sınıf çatışması ve sınıfsal kaypaklık vurgusuna rastlıyorum ve açıkçası bu türe özel bir ilgi duymuyor olsam da bu durumun beni mutlu ettiğini söylemeliyim. George A. Romero gibi önemli bir ustanın filmlerine
özlem duyanlar için de şifa niyetine.


Özel bir şirketin biyokimya departmanında yaşanan kar hırsı garip bir salgının yayılmasına sebep olur. Şirketin müdürlerinden Seok Woo (Yoo Gong), kızı Soo-an’a (Soo-an Kim) zaman ayıramadığını düşünerek onu Busan’daki annesinin yanına götürmeye karar verir.  Trene bindikleri andan itibaren garip şeyler olmaya başlamıştır. Bir süre sonra vagonlarda dehşet dolu anlar başlayacak ve zombiler treni ele geçirecektir. Artık tek amaç Busan’a sağ salim varabilmektir.


Bahsettiğim gibi zombi hikayeleri bana pek hitap etmiyor, ama ne yalan söyleyeyim; filmi oldukça sürükleyici buldum. Beğenme sebebimi de ayrıntılı olarak anlatabildiğimi düşünüyorum. Zombiye dönüşen, birbirine benzeyen bir yığın tasviri, kurtarıcı mesih tadında bir karakter ve beyaz yakalı kaypaklığı. Bunlar bir aksiyon filmi için son derece yeterli. Aksiyon filmi izlerken mantık hatalarının peşine düşenlerden değilseniz sizi, güzel iki satin beklediğini söylemeliyim. Yönetmen Sang-ho Yeon’un manga ve çizgi hikayelerden oluşan sinema geçmişi, filmin estetiğini oldukça etkiliyor. Son zamanlarda kaliteli bir aksiyon film arayanlara tavsiyemdir. İyi seyirler.

Filmin Fragmanı