Cinepopularica: Le huitième jour / Sekizinci Gün 1996

13 Haziran 2016 Pazartesi

Le huitième jour / Sekizinci Gün 1996


Müziğin Sesini duyamayanlar dans edenleri deli sanıyor



Jaco Van Dormael’in filmi, orada burada Yağmur Adam’ın fransız versiyonu diye tanımlanmış. Benzetmeler yapmak kaçınılmaz, zira görsel işleri anlamlandırmak için tanıdık referansları zihnimize çağırmak, meseleyi kavramada yardımcı oluyor. Benzeyen yönleri varsa da Dormael’in dokunuşlarıyla aynı senaryo bile bambaşka bir hal alırdı. Konu ve olay örgüsü itibariyle uzak akraba olduklarını söylemekle yetinerek övgüler düzmeye başlayayım.


Su gibi akan bir senaryo düşünün, bir bedensel ve zihinsel farklılığı  ele alsın, geri planda aile meselesini anlatsın, bir yandan da akıcılıktan asla ödün vermesin. Sinema dünyasında başlı başına eksikliğini hissettiğimiz bir durum. Jaco Van Dormael masalsı anlatımı seven bir yönetmen olduğu için yani temelde nasıl anlatacağını, neyi anlatacağına tercih ettiği için izleyici için büyük bir duygu boşluğuna derman oluyor.


Yakınları tarafından bir özel eğitim merkezine gönderilen down sendromlu Georges (Pascal Duquenne), Dünyayla bağlarını daha güçlü kılmak için çıktığı yolculukta Harry’le (Daniel Auteuil) karşılaşır. Ailesiyle ciddi sorunları olan ve onlardan uzakta yaşayan bir iş hayatı gurusu olarak insanlar hakkında ezber ahkam kesen Harry, yolda karşılaştığı bu genci bırakamaz ve zamanla onun en iyi dostu olur.


Harry’nin pazarlama ve müşteri davranışları konusunda verdiği seminerlerde sıkça tekrarladığı cümle şu ‘’ Kimse kaybedenlerin yanında yer almak istemez, herkes kazananları sever’’. Bir modernizm mottosu film içinde sakız gibi çiğnenerek kendi kendinin iflasına yol açıyor. Mesaj kaygısına bulaşmadan kararkterlerin birbiriyle kurduğu ilişkiyle iletilen bir hoşluk bu. Sevmeyi öğrenmek sadece bir bahaneye bakıyor ya da bir tesadüfe, Dormael’in sineması bu ilkeye dayanıyor ve bu anlamda sinematografisinde başka bir yerde duracak bu film.


Filmin Fragmanı