Cinepopularica: Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)

6 Kasım 2020 Cuma

Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)

 


Bir zamanlar fırtınalar estirirdim


Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni_cinepopularica.blogspot.com

Yavuz Turgul'un yönetmenlik kariyeri 1984 yılında çektiği Fahriye Abla filmiyle başladı. 1976'dan bu yana senarist olarak ne yazdıysa klasikleşti, ama hangi türde olursa olsun. Sultan, Tosun Paşa, Çiçek Abbas, Davaro, Hababam Sınıfı.. gibi inanılmaz işlere imza attığı bir senaryo kariyerinden söz ediyoruz. Çiçek Abbas'ı Sinan Çetin'in beceriksizliği yüzünden bizzat çektiği bile konuşulur bu arada. 1987 yılında yazıp yönettiği Muhsin Bey'den üç yıl sonra Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni'nde Haşmet Asilkan karakterinin peşinden koştuğu yıldız Müjde Ar'dı. Yavuz Turgul'un ilk filmi olan Fahriye Abla'nın başrolünü de Müjde Ar oynar. Ertem Eğilmez'in has talebesi olan Yavuz Turgul, gerçek hayatta Müjde Ar'a ulaşmakta zorlanmış olmasa da filmine otobiyografik unsurlar serpiştirmesi açısından önemli bir bağlantı noktası sayabiliriz. 

Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni_cinepopularica.blogspot.com

Türk sinemasında Yeşilçam'dan tam olarak nereye geçildi, geçtiğimiz yer ne kadar bağımsız bunu bir başka yazıda tartışmaya açmak isterim açıkçası. Bu değişimin nasıl gerçekleştiğini belgeleyecek olsam sanırım ilk yöneleceğim kaynak Yavuz Turgul olurdu. Yeşilçam, Arzu Film dönemi, Erotik filmler, Arabesk filmler, bomboş geçen 90'lar başı ve nihayet yine Yavuz Turgul'un Eşkıya'sıyla ayağa kalkan sinemamız. Ana akım diye aşağılanan sinemanın ne kadar mühim olduğunu da buraya not alıyorum, yazacağım. Gelelim Yavuz Turgul'un yönetmen personasına. Senaryosunu yazdığı Züğürt Ağa'da son ağa, Yönettiği Muhsin Bey'de son idealist yapımcı, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni'nde son Yeşilçam yönetmeni, Eşkıya'da son eşkıya, Kabadayı'da son gerçek kabadayı kültü yaratmak üzerine bir formül kullandı. Aslında muhtemelen Türkiye'deki keskin dönüşümü bilmesinden ve bunun tanığı olmasından kaynaklanan ''Artık hiçbir şey eskisi gibi değil'' hissiyatı bu senaryo ve karakter oluşumu şablonuna etki etmiştir. Ancak yine de kendisini tekrarlayan ve gizemini yitirmiş bir model olduğu konusunda ısrarcıyım. 12 Eylül ve Özal dönüşümü Muhsin Bey'de tam anlamını buluyordu. Bunun için de o toplumsal değişim ve vıcık vıcık kirlenme hissiyle birlikte zarafetin yok oluşu karşısında hepimiz ortak bir hüzün yaşıyoruz.

Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni_cinepopularica.blogspot.com

Yeşilçam'ın aranan aşk filmi yönetmenlerinden Haşmet Asilkan, 12 Eylül dönemini de göz önüne alarak toplumcu gerçekçi bir sanat filmi çekmek istemektedir. Müjde Ar'ı filmde oynatma şartıyla bir yapımcıdan para bulur. Müjde Ar'ın iptal olmasıyla yeni oyuncu arayışına giren Haşmet Asilkan, onun yerine Jeyan (Pıtırcık Akerman) adında deneyimsiz bir oyuncuyla, Jön olarak ise Tarcan'la (Oktay Kaynarca) anlaşır ve devrimci karakterini ona emanet eder. Eski bir konakta geçen filmde, Hapisten kaçan iki devrimcinin, görkemli bir konakta yaşayan fabrikatör baba ve kızını rehin alması konu edilecektir. Film setinde işler yolunda gitmez. Önce Fabrikatör baba (Aytaç Yörükaslan) sette ölür, sonra Jeyan'la Tarcan aşkı Haşmet'i derinden yaralar. Haşmet yine de hayatının projesini bitirmek için her şeyi göze alacaktır. 

Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni_cinepopularica.blogspot.com

Haşmet'in Jeyan'a olan aşkı eskinin zanaatkar ama entelektüel olarak cılız yönetmeninin acemi fakat donanımlı yeni kuşak karşısında duygusal hezeyanına dönüşüyor. Haşmet'in özenle seçtiği beyaz türk adı, soyadı, filmin başında gördüğümüz imajı, uydurduğu özgeçmişi, sektörle ilişkileri koca bir yalandır, fakat sonraki on yıllarda sıkça karşımıza çıkacak olan yarı aydın yönetmen figürüne de fütüristik bir göndermedir. Nedendir bilemiyorum, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni bende hep bir televizyon filmi duygusu uyandırmıştır. Film içinde film hissi yaratmak içindir diye düşünüyorum, belki de daha sonra yapımcısı ve yaratıcısı olacağı Süper Baba dizisinde bu filmden oyunculara yer verdiği için beynim böyle kodluyordur. Bu bahanelere inanmak istiyorum. Çünkü film, Türk sinemasını anlamlandırabilmek adına çok önemli bir köşe taşıdır. Bazı Yavuz Turgul klasiklerinin gerisindeyse de son dönem filmlerinin epey ilerisindedir.


Filmin fragmanı