Cinepopularica: Wonder Wheel / Dönme Dolap 2017

5 Ocak 2018 Cuma

Wonder Wheel / Dönme Dolap 2017



Uçurumdaki kadınlık




Eski blogumda Woody Allen'ın tüm filmlerini bir aya yakın süre içerisinde sindire sindire yazmıştım. Kendisi, sinemaya tat veren, nev-i şahsına mühnasır bir adamdır. İlişkilerin doğasını, alavere dalaveresini, mizahını ve acısını çok iyi anlatır. Woody Allen, olgunluk dönemi olarak tabir edeceğimiz son on beş yıl içerisinde Avrupa'nın önemli başkentlerinde filmler çekti ve bu başkentleri filmin dekoru değil de oyuncusu, filmin ruhu olarak gösterdi. Bu Avrupa gezisi bir hevesti, zira Woody Allen New York takıntılıdır, New York'un ta kendisidir.  Dönme Dolap bu bağlamda bir film ve 1950'lerin Coney Island'ını kendisine mesken ediyor, Woody Allen doğduğu yere, Brooklyn'e dönüyor. 


İlk kocasını aldatıp, terkedildikten sonra Humpty (Jim Belushi) ile mutsuz bir evlilik yapan Ginny (Kate Winslet), Coney Island'a yaşamaktadır. cankurtaran olarak çalışan Mickey'in (Justin Timberlake) kendisine gösterdiği yakınlığa karşılık veren Ginny bir süre sonra saplantılı bir aşığa dönüşür. Humpty'nin mafyanın elinden kaçan kızı Carolina (Juno Temple) da onlara sığınır ve yetmezmiş gibi Mickey'e aşık olur. Mickey ve Carolina'nın arasında filizlenen aşk Ginny'yi delirtecektir.


Başkasına gönül veren kadın ya da erkek hikayesi yüzlerce. Sadece Woody Allen'ın bu temayı işleyen  filmleri bile epey fazla. Kate Winslet'in haddinden fazla iyi oyunculuğu, bambaşka bir kadın portresi çiziyor. Pişmanlığın daha fazla pişman olmaya sürüklediği bir kadın portresi çiziyor Woody Allen, aslında iki kadın da aynı pişmanlığı yaşıyor. Bile isteye aynı tuzaklara sürüklenen karakterler yaratma konusundaki ustalığı bu filmde zirve yapıyor. Karakterler duygularının dramatik zenginliğini film yapmacıklığıyla kusmuyor, Woody Allen hepimizin kınadığı ve yine hepimizin yaptığı hataları yüzümüze trajikomik biçimde vuruyor.


Filmi zenginleştiren Kate Winslet'in oyunculuğunun yanında Görüntü Yönetmeni Vittorio Storaro'yu es geçmek istemem. Kate Winslet'in gelgitli tiratlarında ışığın tonlarındaki değişim lunapark'ı aşıyor. Lunapark metaforundaki oyunlu tavır böylece ışıklara da yansımış oluyor. Film herhangi bir mekanda geçebilecekken Lunapark'ı seçip oyunları insanın tutkularıyla oynamak Woody Allen'ın aklına gelebilirdi zaten. Kate Winslet bu filmdeki performansıyla Oscar ödülü kazanır gibi. Kazanamasa bile şimdiden daha büyük ödüller takdim ettim kendi inisiyatifimle. Woody Allen'ın bu muhteşem filmini izleyin derim. 


Filmin Fragmanı