Kendimle bir konuşmam oldu
Teknolojik gelişmelerin ardı ardına devam ettiği, her yanımızı sardığı bugünlerde alt edemediğimiz bir gerçekle karşı karşıyayız: Kanser. Çığ gibi artan vakalar insanı yavaş yavaş dirençsizleştirerek kendi benliğine yabancı hale getiriyor. Nükte, bu zihinsel ve fiziksel direncin düşüşünü anlatan bir film. Şu zamana kadar kanseri konu edinen filmler arasında et çarpıcı olan film de bu bana kalırsa, zira arka planda insanın büyüttüğü egosuna, hayattaki anlamına, hatıralarına ve yaşamın gelip çattığı son düzlükteki çaresizliğe dair mükemmel bir resital var bu filmde. Başrolde filmi yaşayan Emma Thompson'ın Margaret Edson'ın tiyatro oyunundan tv için senaryolaştırdığı film Mike Nichols'ün Televizyon için çektiği ilk film ve Muhteşem dizisi Angels in America'nın da habercisi olma niteliğinde.
Genellikle TV filmlerini burada yazmamaya özen gösteriyorum. Sinemada gösterilmemiş işlerin, hele de başarılı olanların sinema seyirciliği gibi önemli bir kültürel alışkanlığa darbe vurabileceğini düşünüyorum. Nükte gibi filmler ise genele yayılabilmeli. TV'de gösterilmelerinin giderek iyi bir film izlemeye davet edici ve yaygın hastalıklara karşı duyarlılığı arttırıcı bir yanı olacaktır. Mike Nichols tiyatro oyunlarını perdeye ve ekrana aktarmaya düşkün bir yönetmen. Kimi zaman başarılı kimi zaman değil ama bu iki sanat dalını bir araya getirdiği Kim korkar hain Kurttan? ve Kuş Kafesi gibi filmleri onun kariyerinde önemli bir yer tutuyor.
Saygın Edebiyat Profesörü Vivian Bearing (Emma Thompson) yumurtalıklarından vücuduna yayılan kanserin dördüncü aşamada olduğunu öğrenir. Dr. Kelekian'ın (Christopher Lloyd) kliniğinde tedaviye alınan Vivian, bir dönem edebiyat derslerini alan doktor Jason Posner'le (Jonathan M. Woodward) de burada karşılaşır. Öğrencileriyle olan mesafeli ilişkisi, hayatı büyük bir disiplinle geçirmiş olması bir süre sonra her şeyi sorgulamasına neden olacaktır.
Emma Thompson, filmin her manada yıldızı. Senaryolaştırdığı metinle kurduğu bağ mükemmel, zaten eliyle yarattığı kurguya son derece hakim. İzlediğim en iyi oyunculardan biri olan Thompson daha önce Mike Nichols'ün yapımcısı olduğu Günden Kalanlar filminde de mükemmeldi. Nükte, ölüme gidilen çaresiz yolda geçmişe dönüp dönüp hayıflanma hissiyle paramparça eden bir yapım. Bu süreç herkes için eşit ilerliyor, Vivian önce saygın geçmişine rağmen basit bir et parçasına dönüşümünü sorguluyor, sonra kabullenip dayanılmaz ağrılarıyla yüzleşiyor. Nükte mükemmel bir film, ama aynı oranda yürek burkan bir film, izlemeden önce bunun bilinmesi iyi olur.
Filmin Fragmanı